Erkeğin Yaşı İle Gebelik ve Kısırlık Arasındaki İlişki Nasıldır?

Her ne kadar yeni bir bebek sahibi olma konusunda erkeği yaşı çok önemli olmasa da bir takım riskler yine de söz konusudur.

Hamilelik dönemi ile ilgili olarak kadınların da, erkeklerin de yaşlarını fazla geçirmemesi salık verilir. Kadınlarda yaş ile çeşitli riskler arasında bir takım ilişkiler net şekilde görülse de, erkeklerin de belli bir yaşı geçirmemesi şarttır. Yaşla beraber sperm sayısında azalma elbette ki görülecektir.

Erkeğin Yaşı İle Gebelik ve Kısırlık Arasındaki İlişki Nasıldır?

Her kadın ve erkeğin anne ve baba olma hayalleri vardır. Hayatın içinde oradan oraya savrulurken geçen zaman, bazen evliliklerde bebek kararı almayı da öteleyebilir. Belli bir yaşa gelindiğinde ise yeni bir beke sahibi olmak hem kadınlar için, hem de erkekler için zorlaşmaktadır. Genel anlamda kadının yaşı ile bebek sahibi olmanın doğrudan ilgisi olsa da, erkekler de belli bir süre sonra sperm sayısı gibi konularda sorun yaşamaya başlarlar.

İlerleyen Yaşta Baba Olmak Sorun Yaratır Mı?
Infertilite, yani kısırlık konusu ile hamilelik, anne adayının yaşıyla doğrudan ilgi gösteren bir konu başlığıdır. Çünkü anne yaşlandıkça hamile olamama ya da riskli doğumlar meydana gelebilir. Bilhassa da 35 yaşının ardından kısırlık tehlikesi dâhil pek çok kötü olasılık kendini gösterir. Anne adayı hamile kalsa bile, yaş ilerlemiş olduğu için bebek ve kendisi ile ilgili bir takım sorunları da yaşayabilir.

Kadınlardaki kadar olmasa da erkeklerde de yaşın ilerlemesi bazı riskleri ve tehlikeleri de beraberinde getirir. Baba adayının yaşının büyümesi kısırlık tehlikesi ya da sperm sayısında azalma ya da kalitesinde düşüş gibi durumları ortaya çıkarabilir.

Baba Adayı yaşlandıkça Kısırlık Riski Artar Mı?
Çocuk sahibi olmak ile baba adayının yaşı doğrudan birbirine bağlantılı değildir. En azından kadınlardaki 35 yaş sonrasında beklenen tehlikelerin yoğunluğu kadar erkeklerde bu tarz yoğunlukların olmadığı görülebilir. Ancak özellikle 40 ya da 45 yaşlarından sonra ciddi sıkıntılar da baş gösterebilir.

Erkeklerin genelinde 40 ila 45 yaşlar civarında sperm hareketlerinin yavaşladığı, sperm hacminin ve sağlıklı sperm sayısının azaldığı görülebilir. Her ne kadar sperm konsantrasyonunda pek bir değişiklik görülmese de, sperm kalitesi ve parametreleri ile ilgili olan değişiklikler hamileliği riske sokar. Normal şekilli spermlerin baba adayında azalmaya başlaması da bu sürecin habercisidir. Ancak erkeklerin kadınlardaki kadar keskin hatlarıyla bir riske ve tehlikeye sahip olduklarını söylemek zordur. Zamana yayılan bu süreç, en nihayetinde hiçbir sorun çıkmadan yaşanacak olan bir hamilelikle de sonlanabileceği gibi, elbette ki bir takım başarısız sonuçlar da ortaya çıkabilir.

Hamilelik Süreci Ve Bebek İle İlgili Riskler, Muhtemel Sıkıntılar Nelerdir?
Ülkemizde pek çok kadın, 46 ila 50 yaşlar arasında menopoza girerler. Bu süreçte yumurta üretimi sonlanır ve söz konusu yumurta hücreleri tükenir. Ancak erkeklerde hemen hemen her yaşta sperm üretimi devam eder. Fakat çocuk sahibi olmak için tek şart sperm sayısı değildir. Belki de bu durumdan çok daha önemli olarak sperm kalitesine bakılır. Belli bir yaşa gelen erkeklerin sperm kalitelerinde azalmalar elbette ki görülecektir.

Yaşı ilerleyen erkeklerde üretilen spermler bir takım genetik hatalara da sahip olabilir. Mutasyon adı verilen bu tür durumlar, düşük oluşumuna bile az da olsa etki eder. Eğer düşük olmaz ve bebek doğarsa, bebekle ilgili bazı hastalıklar da gelişebilir. Ancak bunların hepsi ihtimaldir, yani bir kesinlik söz konusu değildir.

Yaşı ilerleyen erkeklerin sahip oldukları spermlerde çeşitli bozulmalar meydana geleceği için, otozomal dominant hastalıkların görülme riski artar. Gen çiftlerinden yalnızca birinde hata görülürse söz konusu sıkıntılar yaşanırken, erkeğin spermindeki hata da doğrudan bu hastalıklar için ortam oluşturabilir. Yani doğum için değil, fakat bebeğin sağlığı için bir tehdit oluşabilir.

Otozomal Dominant Hastalıklar
Bu hastalıkların en bilinenleri içinde nörofibromatozis, osteogenezisimperfekta, akondroplazi ve marfan sendromu bulunur.

Salt bu hastalıklar değil, aynı zamanda bebek için otizm tehlikesi, şizofreni riski, bipolar bozukluk ihtimali gibi sorunlar da ortaya çıkabilir. Bebekte konsantrasyon bozuklukları meydana gelebilir, algılama sorunları oluşabilir ya da kognitif fonksiyonların bozukluğu da gerçekleşebilir.

Kısacası erkeğin yaşının ilerlemesinden dolayı ortaya çıkan sperm kalitesi düşüklükleri, doğacak olan bebeğe olumsuz etkilerde bulunabilir. Ancak tüm bunlar kuvvetli ihtimallerdir; yani kesin sonuçlar değildir.

Erkeğin Yaşlanması İle Bebeğin Düşük Riski Arasındaki Bağlantı Nedir?
Bu konu ile ilgili pek çok araştırma yapılmıştır ve bu araştırmalar göstermektedir ki eğer baba adayı belli bir yaşın üzerine çıkmış ise eşinin düşük yapma riski de bir o kadar artmaktadır. Üstelik bu risk kadının yaşından da bağımsız olarak gelişir. Yani kadın ister 35 ya da 40 yaşlarına gelsin, ister daha genç olsun; eğer erkek 40’lı yaşlara ve üstüne gelmişse kadının düşük yapma ihtimali fazlalaşır. Tüm bunlarla beraber eğer anne de yaş olarak ileri ise düşük ihtimali artık çok kuvvetli bir hal alır.

Babanın İlerleyen Yaşı İle Down Sendromu Arasında İlişki Var Mıdır?
Bebeklerin down sendromu yaşama riskleri, anne adayının yaşının artması ile doğru orantılıdır. Yani anne adayı belli bir yaşın üzerine çıkmış ise bebeğin bu sorunu yaşama ihtimali güçlenir. Ancak baba adayının yaş durumu ile down sendromu arasında bir ilişki şu ana kadar net olarak ortaya konamamıştır. Yani baba adayı kaç yaşında olursa olsun bebeğin down sendromlu olarak doğmasına bu yönden etki edemez. Sadece, çok kritik bir nokta olarak, anne adayının yaşının 35 ve üzerine çıkmasının yanında baba adayının da yaşının ilerlemesi bu riski artırabilmektedir.

Benzer Konular:

Adölesanlarda (19 Yaş Altında) Gebelik

35 Yaş Sonrası Gebelik

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

#hamileykenben

Hamilelik fotoğraflarınızı İnstagram'da #hamileykenben hashtag’i ile paylaşın, anasayfamızda size ve bebeğinize yer verelim :) Fotoğraflarınız editör onayından sonra sitemizde yer almaktadır.

MAİL ABONELİĞİ
Bu site, sağlık hizmeti vermemektedir, sitedeki bilgiler tıbbi bir öneri yerine geçmez ve sadece bilgi amaçlıdır. Hastalıkların tanı ve tedavileri yalnızca uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilebilir.