Molar Gebelik (Üzüm Gebeliği) Nedir?

Trofoblastik Hastalık

Her biri diğeri ile ilgili olan 3 hastalıktan oluşan trofoblastik hastalıklar mol hidatiform, invaziv mol ve koryokarsinom olarak özetlenebilir. Bunlardan mol hidatiform, dejeneratif olarak değerlendirilen bir rahatsızlıktır. İnvaziv mol ise diğer iki hastalık arasında olan ve ikisine de eğilimi olan bir rahatsızlıktır. Koryokarsinom ise bir kanser türüdür. Trofoblastik hastalıkların ortak belirtisi, gebelik döneminde HCG düzeyinin anormal bir seviyede artmasıdır.

Molar Gebelik (Üzüm Gebeliği) Nedir?

Mol Gebeliği (Üzüm Gebeliği)
Temel olarak kromozom anomalisinden kaynaklanan mol gebeliği, döllenme sürecinde meydana gelen bir hata nedeniyle rahmin iç kısmında doku büyümesi ile sonuçlanan bir plasenta anomalisidir. Trofoblastik hastalıklar ile yakından ilgili olan bu durum, trofoblast hücrelerinin üzüm salkımını andıran bir görünüm alacak şekilde doku yığınına dönüşmesidir. Mol gebelik görülme olasılığı dünya genelinde oldukça düşük denebilir. Her 1000 kadından sadece 1’inde bu gebelik şekli ortaya çıkar.

Üzüm gebeliği iki şekilde görülür. Bunlar tam mol gebelik (komplet) ve kısmi mol gebelik (parsiyel) olmaktadır.

Komplet (Tam) Mol Gebelik Nedir?

Bu üzüm gebeliği türünde hamilelik plasental parçalardan oluşur. Sperm tarafından boş bir yumurtanın döllenmesi ile beraber plasenta büyüme evresine girer. Bununla beraber HCG hormonu seviyesi de artmaya başlar. Ancak bu plasenta içerisinde bebeğe ait tek bir doku dahi yoktur. Çünkü sperm tarafından döllenen yumurta boştur.

Tam Mol Gebelik Belirtileri

  • Bazen daimi bazen de düzensiz aralıklarla kahverengi akıntı olması
  • Sabah bulantılarının çok şiddetli seviyede olması
  • Gebelik dönemi ilerlese de bebeğin kalp atışlarının hissedilmemesi
  • Ultrason muayenesinde bebeğe dair hiçbir dokunun görüntülenememesi
  • HCG yükselmesi ve beraberinde yumurtalıkların da genişlemesi
  • Kan basıncında yükselme
  • Vücutta aşırı şişme ve ödem
  • İdrarda fazla protein saptanması
  • Gebelik ilerledikçe vajinadan üzüm tanesine benzer tanecikler düşmesi ( mol gebelik olan her 5 kadından sadece 1’inde bu belirti görülür)

Tam Mol Gebelik Tedavisi
Tam mol gebelik tanısı konduğunda derhal rahim ağzı genişletilerek tedavi aşamasına geçilir. Ardından rahim içerisi boşaltılır. Ardından gözlem aşamasına geçilir. Gözlem aşamasında belirli aralıklarla HCG düzeyi kontrol edilir. Beklenen HCG hormon seviyesinde düşme başlamasıdır. Eğer başlamazsa aynı işlem yeniden yapılır. Hatta HCG seviyesi düşene dek bu işlemin defalarca yapılması da söz konusu olabilir. Çünkü tam mol gebelik tedavisinde ilk müdahale maalesef büyümeyi durdurmak için yeterli olmayabilmektedir. Mol gebelik yaşayan kadınların yaklaşık % 10 ila 15’inde işlemin tekrarlanmasına ihtiyaç duyulur.

Parsiye (Kısmi) Mol Gebelik
Kısmi mol gebelikte de tıpkı tam mol gebelikte olduğu gibi plasenta anormal bir seviyede büyümeye başlar. Ancak tam mol gebelikten farklı olarak, plasenta içerisinde bebeğe dair dokular mevcut olur. Dolayısıyla ultrason muayenesinde bebeğe ait dokular gözlemlenebilir. Tam mol gebeliğe nazaran çok daha ender görülen kısmi mol gebelikte bebeğin anne karnında gelişimi devam edebilir. Ancak bebekte büyüme geriliğinin olacağı katidir. Doğuştan çok sayıda anomalinin meydana geleceği bilinir. Çoğu zaman doğuma yakın bir dönemde bebek anne karnında ölür.

Kısmi Mol Gebeliğin Belirtileri

  • Düşük belirtileri ile benzer belirtiler
  • Düzensiz periyotlarla vajinada kanama meydana gelmesi
  • Bebekte kalp atışlarının duyulamaması
  • Rahimin olması gerekenden daha küçük olması (bazı kısmi mol gebelikte rahim normaldir)

Kısmi Mol Gebelik Tedavisi
Kısmi mol gebelikte de tam mol gebelikte olan tedavi şekli uygulanır. Rahim genişletilir ve kürtaj benzeri bir işlem ile rahim içerisi temizlenir. Ardından kadında HCG seviyesi kontrol altına alınır ve gözlemleme aşamasına geçilir. HCG seviyesinde düşme olmaması durumunda aynı işlem tekrarlanır. Rahim ağzının genişletilmesi ve rahmin temizlenmesi defalarca yapılabilir.

Kimler Mol Gebelik Riski Altına?

  • Daha önce mol gebelik geçirmiş olan kadınlar
  • Daha önce düşük yapmış olan kadınlar
  • Daha önce kürtaj olan kadınlar
  • Ağır diyetler uygulayan kadınlar
  • Sağlıksız ya da yetersiz beslenen kadınlar
  • 40 yaşın üzerinde olan kadınlar
  • A vitamini eksikliği olan kadınlar

Mol Gebeliğin Tekrarlama Olasılıkları
Mol gebelik riski her kadın için 1000’de 1 iken, daha önce mol gebelik geçirmiş kadınlarda bu risk tam 10 kat artmaktadır. Dolayısıyla daha önce mol gebelik geçirmiş kadının bir sonraki hamileliğinde mol gebelik riski 100’de 1’e yükselmektedir. Daha önce 2 defa mol gebelik geçiren kadınlarda üçüncü gebeliğin de mol gebelik olma riski % 16 ila % 28 arasındadır.

Mol Gebelik Geçiren Kadınlar Ne Yapmalı?
Öncelikle kısmi ya da tam mol gebelik geçirmiş kadınların kesinlikle 1 yıl boyunca hamile kalmamaları gerekmektedir. Şayet 1 yıllık süreçte gebe kalınması durumunda sağlıklı bir gebelik geçirilmesi ya da sağlıklı bir bebek dünyaya gelmesine olanaksız gözüyle bakıldığı bilinmelidir. Mol gebelik geçiren kadınlar bu dönemde doğum kontrol hapı kullanarak gebelikten korunmalıdır. Rahim içi doğum kontrol yöntemlerinin mol gebelik geçirmiş kadınlarda uygulanamadığını bilmenizde fayda var.

Mol Gebelik Tanısı Nasıl Konur?
Teşhis konması için ultrason muayenesi gerekir. Ultrason görüntülemesinde uterus içerisinde veziküller yan yana dizilmiş şekilde ya da karyağdı manzarası şeklinde bir görüntü elde edilir. Aynı zamanda uterus, hamilelik döneminde göre olması gerekenden daha büyük de olabilmektedir. HCG değerleri de tanıda dikkate alınan bulgular arasında bulunur. Mol gebelik olan kadınlarda HCG seviyesi 100.000’den daha fazla da olabilmektedir. Kati bir tanı konabilmesi için dokudan bir materyal alınır ve patolojik inceleme için gönderilir. Patolojik inceleme sonucunda mol gebelik olup olmadığına dair kesin tanı konabilir. Bu durumda tedavi aşamasına geçilir.

Mol Gebelik Sonrasında Hamile Kalma Olasılığı
Daha önce mol gebelik yaşayan kadınların büyük bölümü bir daha hamile kalamayacaklarını ve çocuk sahibi olamayacaklarını düşünür. Oysa yapılan araştırmalar üzüm gebeliği geçiren kadınların yeniden hamile kalabildiklerini ortaya koymuştur. Bazı mol gebelik tedavilerinden sonra kemoterapi tedavisi uygulanması da gerekebilir. Ancak yine araştırmalar, kemoterapi almış hastaların da hamile kalabildiklerini ortaya koyuyor. Dolayısıyla ne mol gebelik ne de mol gebelik tedavisi, kadınların gebe kalmasını engellemez. Fakat tedaviden sonra 1 yıllık süreçte hamile kalınmaması gerektiği unutulmamalıdır. Bu sürenin sonunda mutlaka hekim tarafından muayene edilmeli ve hekimin izin vermesi durumunda gebelik gerçekleşmelidir.

Mol Gebeliğin Tehlikesi Nedir?
Üzüm gebeliği kadın için tehlikeli boyutlar alabilmektedir. Mol gebelik geçirmiş kadınların yaklaşık % 10’unda trofoblast hücre adı verilen hücreler, gebeliğin sonlandırılmasına karşın büyümeye devam eder. Dolayısıyla kadında gebeliğe bağlı torfoblastik tümör oluşabilir. Kısaca GTN olarak adlandırılan bu durum, kan yoluyla vücudun diğer organlarına ulaşabilmekte yani metastaz eğilimi göstermektedir. Pek çok mol gebelik tedavisinden sonra hastaya kemoterapi uygulanmasının nedeni budur. GTN en çok vajinal bölgeye ve akciğerlere metastaz yapmaktadır. Sonuç olarak mol gebelik ile başlayan süreç, tedavi edilmemesi durumunda ölümle dahi sonuçlanabilmektedir. Mol gebeliğin çok ciddi kanamalara da sebebiyet verebileceği unutulmamalıdır. Kan kaybına bağlı olarak da pek çok sağlık tehlikesi ortaya çıkabilir.

Mol Gebelikte Erken Tanı
Erken tanı tüm durumlarda hayat kurtarabildiği gibi mol gebelikte de son derece önemlidir. Erken tanı konabilmesi için anne adaylarının gebelik döneminde sağlık kontrollerini asla aksatmaması gerekir. Bu kontrollerin yanı sıra mol gebelik belirtilerini fark ettikleri halde, kontrol tarihini beklemeden hekime danışmaları gerekir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

#hamileykenben

Hamilelik fotoğraflarınızı İnstagram'da #hamileykenben hashtag’i ile paylaşın, anasayfamızda size ve bebeğinize yer verelim :) Fotoğraflarınız editör onayından sonra sitemizde yer almaktadır.

MAİL ABONELİĞİ
Bu site, sağlık hizmeti vermemektedir, sitedeki bilgiler tıbbi bir öneri yerine geçmez ve sadece bilgi amaçlıdır. Hastalıkların tanı ve tedavileri yalnızca uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilebilir.