Sezeryanı Kim Buldu?

Sezaryen Ameliyatının Tarihi

Çeşitli nedenlerle normal doğumun riskli olduğu durumlarda anne karnının kesi yoluyla açılması ve bebeğin çıkarılması için yapılan sezaryen ameliyatı, çok eski dönemlerden bu yana uygulanıyor. Elbette tıp teknolojisinin elverdiği ölçülerde gerçekleştirilebilen bu ameliyat eski dönemlerde annenin ölmesi ile sonuçlanıyordu. Zamanla hem annenin hem de bebeğin hayatta kaldığı sezaryen ameliyatları yapılmaya başlandı.

Sezeryanı Kim Buldu?

Sezaryen İsmi Nereden Geliyor?
Sezaryen kelimesinin nereden geldiği aslında kesin olarak bilinmiyor. Mevcut rivayetler arasında en güçlü olanı Antik Roma İmparatoru Jül Sezar isminden geldiği yönünde. Her ne kadar mantık dışı olarak değerlendirilse de Sezar’ın bu yöntemle doğduğu ve söz konusu ameliyatın o dönemde ilk defa gerçekleştirildiği, bu nedenle ameliyatın sezaryen ismi ile anıldığı söylenir. Fakat Sezar’ın annesinin çocuğu dünyaya geldikten sonra uzun yıllar yaşadığı biliniyor. Dönemin koşullarına göre bu ameliyat gerçekleştirilmiş olsa dahi annenin hayatta kalması mümkün olamazdı. Dolayısıyla sezaryen isminin bu doğumla birlikte ortaya çıktığı görüşü de rivayetten öteye geçemiyor.

Sezaryen Kelimesinin Anlamı

Yine kati olmamak kaydıyla sezar kelimesinin Latince “kesmek” anlamına gelen “caedare” kelimesinden türetilmiş olduğu düşünülüyor. Zamanla bu kelimenin basit değişimlere uğrayarak sezaryen olarak kullanılmaya başlandığı düşünülüyor.

Sezaryen Ameliyatının Tarihçesi

Bu ameliyatın antik çağlardan bu yana uygulandığı biliniyor. Ancak elbette son derece ilkel yöntemler ile uygulandığından çoğu zaman hem anne hem de bebek hayatını kaybediyordu. O dönemde anestezi uygulaması söz konusu dahi olamıyor ve dolayısıyla anneyi ameliyattan sonra kaybetmeye kesin gözüyle bakılıyordu. Bu ameliyat sadece bebeği kurtarmak için gerçekleştiriliyordu.

Antik dönemde kanamayı durdurmak, enfeksiyonu önlemek ve ameliyat için hijyenik bir ortam sağlamak mümkün değildi. Ameliyat sonrasında anne hayatta kalsa dahi ağrısını engellemek mümkün olamıyordu. Doğum zamanının gelmesine karşın doğumun günlerce gerçekleşmemesi durumunda hem anneyi hem bebeği kaybetmek yerine sadece anneyi kaybetmeyi göze alarak sezaryen ameliyatı yapılırdı.

Annenin Ölmediği İlk Sezaryen Ameliyatı

Annenin ölmediği ilk sezaryen ameliyatı ancak 1500 yılında yapılabildi. İsviçre’de Jacob Nufer isimli doktor bu ameliyatı eşine yaptı ve eşinin hayatta kalmasını sağlayarak tarihe geçti. Dünyada annenin ölmediği ilk sezaryen ameliyatı olarak tarihe geçen bu operasyon İsviçre’nin Sigershauffen kentinde gerçekleştirildi. Jacob Nufer isimli bu doktorun görevi aslında domuzları hadım etmekti. Ameliyatta da domuzları etmekte kullandığı malzemeleri kullandı. İşte bu nedenle söz konusu doktorun bu cesaret girişimi ve koşullar nedeniyle annenin hayatta kalabilmesi, tıp dünyasında büyük bir başarı olarak hatırlanır.

İlk Sezaryenden Sonra 5 Doğum Daha
1581 yılında François Rosset sezaryen konusu üzerine bir kitap hazırlayarak Paris’te yayınladı. Bu kitapta da Jacop Nufer’in eşinin ölümsüz ilk sezaryen ameliyatından sonra 77 yaşına dek yaşadığı belirtildi. İlginç olan ise Bayan Nufer’in bu sezaryenden sonra 5 doğum daha yapması ve bu bebeklerin normal doğumla dünyaya gelmeleri oldu. Bu bebeklerinden biri de ikiz.

Tıp dünyasında bu husus her daim tartışma konusu oldu. Çünkü her ne kadar annenin hayatta kaldığı ilk sezaryen ameliyatı 1500 yılında yapılsa da 1800’lü yıllarda dahi sezaryen ameliyatlarının % 85’inde anne ölümü gerçekleşiyordu. Ölümlerin en büyük nedeni ise kanamanın durdurulamaması oluyordu.

Sezaryenin Yıllar İçindeki Gelişimi
Amerika’da ölümsüz sezaryen ameliyatını yapan ilk doktor; Jesse Bennett oldu. 1794 yılında eşini ameliyat ederek hem bebeğinin hem de eşinin ölmesini önlemeyi başardı.

İngiltere’de 1821 yılında ilk başarılı sezaryen ameliyatı gerçekleştirildi. Ameliyatı yapan Miranda Stuart Barr isimli bir kadındı.

Ülkemizde 1900’lü yıllarda Osmanlı Sarayı’nda cerrah olarak görev yapan Cemil Topuzlu ilk ölümsüz sezaryen ameliyatını gerçekleştiren isim oldu.

İtalya’da ise Profesör Eduardo Porro ilk başarılı sezaryen ameliyatını gerçekleştirdi ancak bir yeniliğe de imza attı. Kanamayı durdurmak için annenin rahmini de ameliyat sırasında aldı. Ardından bunun diğer hekimler tarafından da uygulanmasını, anne ölümlerinin önlenebileceğini önerdi.

Penisilin 1928 yılında Alexander Fleming tarafından bulunarak 1940 yılında ilaç olarak kullanılmaya başlandığında, sezaryen ameliyatlarında enfeksiyondan ölüm oranları birden azaldı. Çünkü penisilin enfeksiyonu önleyebiliyordu.

Sezaryen Ne Zaman Yapılır?
Sezaryen annenin sağlık durumunun ya da bebeğin sağlık durumunun normal doğuma elverişli olmadığı zaman yapılır. Ancak günümüzde normal doğumda yaşanan şiddetli acı hissi nedeniyle ciddi tedirginlik yaşayan anne adayları da doğumunu sezaryenle gerçekleştirme kararı alabilir. Bazı durumlarda da normal doğuma başlanmasına karşın, doğum sırasında yaşanan olası problemler nedeniyle de acil sezaryen kararı alınabilir.

Çoğul gebelik
Anne adayında çoğul gebelik olması yani ikiz, üçüz ya da dördüz bebek durumunda da sezaryenle doğumun yapılması gerekebiliyor. Çoğu zaman çoğul gebeliklerde erken doğum riski yüksek oluyor ya da bebeklerden birinin pozisyonu doğuma uygun olmayabiliyor. Hekim sezaryenle doğum planlamasını tercih edebiliyor.

İlerleyen Doğum Eylemi
Tüm dünya genelinde gerçekleşen sezaryen doğumların yaklaşık 3’te 1’i normal doğum planlaması yapılmasına karşın doğum eylemi sırasına yaşanan bir sorun nedeniyle gerçekleştiriliyor. Rahim ağzının kasılması, rahim ağzının istendiği kadar açılmaması ve pek çok neden acil sezaryen kararı alınmasını beraberinde getirebiliyor.

Bebek ile İlgili Sıkıntılar
Bebeğin göbek kordonunun sıkışması, plasentadan bebeğe yeterince kan gitmemesi gibi unsurlar sezaryen kararı alınmasının bir diğer nedeni olabiliyor. Bebeğin kalp atışlarında bir anormallik olması durumunda da acil sezaryen kararı alınır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

#hamileykenben

Hamilelik fotoğraflarınızı İnstagram'da #hamileykenben hashtag’i ile paylaşın, anasayfamızda size ve bebeğinize yer verelim :) Fotoğraflarınız editör onayından sonra sitemizde yer almaktadır.

MAİL ABONELİĞİ
Bu site, sağlık hizmeti vermemektedir, sitedeki bilgiler tıbbi bir öneri yerine geçmez ve sadece bilgi amaçlıdır. Hastalıkların tanı ve tedavileri yalnızca uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilebilir.