Jinekolojik Kanserlerde Radyoterapi

Radyoterapi Nedir?

Işın tedavisi (radyoterapi) iyonize olan radyasyondan yararlanılarak kullanılan ve kanser hastalığının tedavisinde etkili sonuçlar verebilen bir tedavi türüdür. Radyoterapi tedavilerinde uygulanan üst düzeydeki radyasyon, kanserli olan hücrelerin ölmesini sağlar ve bölünerek çoğalmalarını da engeller. Radyoterapi tedavisi, normal hücrelere göre hızlı ilerleyen kanser hücreleri üzerinde daha fazla etki sağlayabilmektedir.

Jinekolojik Kanserlerde Radyoterapi

Kanser tedavilerinde büyük bir yeri olan radyoterapi uygulamaları, günümüzde hedefe yönelik olan tedavi yaklaşımları söz konusu olduğu zaman uygulanmaktadır. Radyoterapi işlemi uygulandığı zaman tümörlü olan alan belirlenir ve ışınlar yüksek dozda kanserli hücrelere doğrudan gönderilir. Radyoterapiler bölgesel tedavilerdir. Bu sebeple, günde 15 ile 20 dakikalık olan seanslar sonrasında hastalar gündelik hayatlarına geri dönebilirler.

Radyoterapi uygulamalarında hastaların tedavi sonrasında da yüksek hayat standartlarında hayatına devam edebilmesi hedeflenir. Bu sebeple, radyoterapi uygulanacağı zaman hastanın kanserli olan dokularını tamamen yok edebilmek için geniş bir alan üzerinde tedavi uygulanır. Geniş alanlarda uygulanan ışınlama teknikleri sayesinde tümörün etrafını saran kanserli bölge hedef alınır. Böylelikle sağlıklı olan dokular da güven altına alınmış olunur. Yüksek bir ışın kullanıldığı için tümör kolay bir şekilde kontrol altında tutulabilmektedir. Normal dokunun radyasyondan korunabilmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak dokuların tolerans dozları asla aşılmayacak bir şekilde ışınlama işlemleri yapılır.

Radyoterapi ile Hangi Kanser Türleri Tedavi Edilebilir?
Yüksek enerji içeren radyasyon, kanser tedavilerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Günümüzde pek çok farklı kanser türü için radyoterapi tedavisi tercih edilmektedir. Organları koruyabilme özelliğine sahip olan radyoterapi tedavisi genellikle jinekolojik kanserlerde tedavi olarak kullanılmaktadır. Baş ve boyun kanserleri, prostat kanserleri gibi kanserlerde de aktif olarak radyoterapi tedavisinden yararlanılmaktadır. Beyin tümörlerinin meydana geldiği durumlarda da cerrahi operasyonlar sonrasında radyoterapi tedavisi tercih edilmektedir. En ufak lezyonları da yok edebilme özelliği olan radyoterapi tedavileri tek başına uygulanabilen tedavi yöntemleri arasındadır.

Neredeyse tüm kanser türlerinin tedavisinde aktif olarak kullanılan radyoterapi tedavileri cerrahi öncesinde tümörlerin ufaltılabilmesi için de kullanılabilmektedir. Bazı tümör çeşitlerinde cerrahi işlemler sonrasında da radyoterapiye ihtiyaç duyulabilmektedir. Kanser hastalarının büyük bir çoğunluğuna cerrahi operasyon ve ilaç tedavisi ile birlikte radyoterapi tedavisi de destek olarak uygulanabilmektedir.

Radyoterapi Nasıl Uygulanır?
Radyoterapi tedavisi dışarıdan (eksternal) ve içeriden (internal) olmak üzere iki ayrı şekilde hastalara uygulanabilmektedir. Radyoterapi tedavisi genellikle dışarıdan yapılır. Bazı durumlarda ise iki farklı yöntem belirli sıraya göre de uygulanabilmektedir. Kanser tedavilerinde her zaman uzun süreli bir süreç ve multidisipliner bir yaklaşımın sergilenmesi gerekmektedir. Bu sebeple, radyoterapi tedavilerinin gerekli donanıma sahip olan özel merkezlerde uzman kişiler tarafından uygulanması gerekmektedir. İşlem uygulanırken farklı radyoterapi cihazları kullanılır. Işınlar kanserli dokulara yöneltildiği zaman tedavi süreci başlamış olur.

Eski dönemlerde kobalt-60 ve lineer akseleratör adı verilen cihazlar kullanılarak 2 boyutlu biçimde yapılan dış (eksternal) radyoterapi tedavileri normal dokuların hasarını ve hasara bağlı olarak ortaya çıkan yan etkileri önleyebilecek özelliklere sahip değildi. Ancak günümüzde radyoterapi üzerinde yapılan çalışmalar ve tedavinin geliştirilmesi farklı cihazların kullanılmasını da sağlamaktadır. Böylelikle en uygun şekilde ışın hastaların doğru dokularına yönlendirilebilmektedir. Sağlıklı hücreler ve dokular da ışınlara maruz kalmaz.

Radyoterapi cihazları üç boyutlu konformal radyoterapi, IMRT (yoğunluk ayarlı radyoterapi) gibi farklı tekniklerin uygulanabilmesine imkan tanımaktadır. Ayrıca hastalara bu cihazlar kullanılarak sterotaktik radyoterapi de uygulanabilmektedir. Doktorlar hastalar için en uygun olan cihazı seçtikten sonra doğru radyoterapi şekline karar vermektedir.

Radyoterapi tedavileri, cerrahi ve medikal tedavi uygulayacak kişilerin ortak çalışmaları olarak uygulanmalıdır. Ayrıca hastaların da kararı bu noktada büyük bir önem taşımaktadır. Kanserin tedavisi, tümörün yapısına ve hastaların mevcut sağlık durumlarına göre şekillenebilmektedir. Kanser tedavilerinin kararı için kanser tedavileri ile ilgili olan tüm branşlar bir araya gelir ve multidisipliner onkoloji konseyinde karar verilir. Konseyden çıkan sonuçlardan sonra hastalar için en iyi tedavi şekli belirlenmiş olur.

Radyoterapi tedavisi seansından sonra hastalar tedavi edildikleri salondan çıktıktan sonra herhangi bir şekilde radyasyon yaymazlar. Temas halinde oldukları için bir risk bulunmaz ve hastaların izolasyon odalarında yer almasına gerek yoktur. Radyoterapi tedavileri, cerrahi tedavilerinin uygulandığı yerlerde etkili olabileceği için ışınlar vücutta eşit oranla dağıtılır.

Radyoterapi Cihazları Nelerdir? Hangi Durumlarda Tercih Edilir?
Radyoterapi tedavileri uygulanacağı zaman hastaların genel sağlık durumları analiz edilir. Kanserin türü, yayılımı ve evreleri de tedavinin belirlenmesi için önemlidir. Bu tür durumlar göz önünde bulundurulduktan sonra farklı radyoterapi cihazlarından yararlanılır. Kullanılacak olan radyoterapinin kaynakları tümörün vücut üzerindeki yerleşimine ve derinliğine göre de değişebilmektedir. Günümüzde TrueBeam, Trilogy, Elektra, Versa HD gibi cihazlardan yararlanılarak bu tedaviler uygulanmaktadır. Ayrıca Linac cihazları da kullanılmaktadır.

  • TrueBeam STX: Yeni jenerasyon olan bu sistemler, radyasyon onkolojisinde vücudun bütün noktalarına tümörün ışınlanabilmesi için tercih edilir. Robotik görüntüleme, otomatik olarak hastayı konumlandırma ve hareket yönetimi gibi avantajları da vardır. Ayrıca ulaşılması zor olan bölgelerde yer alan tümörler için de TrueBeam STX cihazları tercih edilmektedir. Bu cihazların en önemli özelliği ise yüksek doz hızına yükselebilmeleridir.
  • Trilogy: Radyoterapi cihazlarında yer alan bütün özellikler, Trilogy sistemi bünyesinde bir araya getirilmiştir. Trilogy sistemi kullanıldığı zaman tedaviler en doğru şekilde en kısa süre içerisinde hastalara uygulanabilmektedir. Trilogy sisteminde uygulanan tekniklerin kullanım alanları farklı olabilmektedir. Tümörün yapısı ve hastalara göre teknikler belirlenir.
  • Elekta Versa HD: Elekta Versa HD sistemi, radyoterapi işleminin uygulanacağı zaman hastalara verilecek dozun en doğru şekilde hesaplanabilmesini sağlar. Böylelikle sağlıklı organların ışınlardan zarar görmesinin önüne geçilmiş olunur. Elektra Versa, lineer hızlandırıcı içerisinde 5 kat daha az sızıntıya sahiptir. Ayrıca doz geçirgenliği de aynı orandadır. Bu sistemin en büyük avantajları arasında ise kanser oluşum riskini azaltabilmesi bulunmaktadır. Elekta Versa, bütün diğer cihazlara göre daha süreli bir tedavi süreci sunmaktadır.
  • Linac (Lineer Accelerator): Bu cihaz kullanıldığı zaman en yüksek x ışınlarına sahip olan ışınlar ve elektron ışınlarına sahip olunur. Lineer Accelerator, 2 x ışını 5 ve 6 elektron ışını enerji seviyesine ulaştırabilecek etkiye sahiptir. Lineer sistemleri çıkan ışın enerjilerini yükseltmeye devam ederken aynı zamanda tümörü de iyi bir şekilde sararak sağlıklı dokuları güven altına alabilecek etkiye sahiptir.

 

Radyoterapi Tedavisinde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Radyoterapi tedavisi uygulanırken ve tedavi süreci devam ederken bazı önlemler alınması hastaların daha sağlıklı ve konforlu bir şekilde bu süreci yaşayabilmeleri için önemlidir. Bu sebeple aşağıdaki öneriler dikkate alınmalıdır;

  • Radyoterapi tedavilerine başlamadan önce mutlaka doktorunuza daha önceden kullandığınız ilaçlar hakkında bilgi vermelisiniz.
  • Radyoterapi uygulanırken aşırı enerji harcayacağınız için tedavi öncesinde iyice dinlenmelisiniz.
  • Vücudunuzu rahatlatabilecek etkiye sahip olabilecek pamuklu olan giysileri tercih etmelisiniz
  • Kilo kayıplarının önüne geçmek istiyorsanız vücudunuzu sıkmayacak olan kıyafetleri seçmelisiniz. Eğer iştah kayıpları söz konusu ise diyetisyenden destek alabilirsiniz.
  • Tüyleriniz dökülüyor ise, bu durumun geçici olduğunu bilmelisiniz. Tedavi sonrasında vücudunuz eski haline kısa süre içerisinde gelecektir.
  • Radyoterapi uygulandığı süre boyunca cildinizde ufak bir hassasiyet ortaya çıkabilir. Bu sebeple, parfüm, deodorant ve benzeri kozmetik ürünlerini kullanmaktan uzak durmalısınız.
  • Doktorunuz ile daima iletişim halinde olmalı ve kontrollerinizi asla aksatmamalısınız.
  • Depresyon ve yalnızlık duygusuna kapılmamak için psikolojik destek almaktan asla korkmamalı ve çekinmemelisiniz.

Radyoterapi tedavi uygulanacağı zaman hastaların dengeli bir şekilde beslenmeleri de son derece önemlidir. Bu süreçte ortalama 2,5 litre su içilmesi önerilmektedir. Tüm besin gruplarından dengeli olarak beslenmek aynı zamanda tedavinin toleransını da artırabilmektedir. Gün içerisinde bol su tükettiğiniz zaman bağışıklık sisteminizin de rahatlayabilmesini sağlayabilirsiniz. Kiloyu sabit tutmanız radyoterapi uygulamalarında yapılan milimetrik hesaplamalar açısından da önemlidir. Kilo kayıpları ya da kilo alımları gerçekleştiği zaman hesaplar sürekli değişir ve tedavinin süreci bu duruma bağlı olarak daha da uzayabilir. Günde yarım saat hafif tempoda yürüyüş yapmanız ve vücudunuzu yormayacak egzersizler yapmanız da hastalık ile mücadele edeceğiniz bu süreçte motivasyonunuzu yükseltebilmektedir.

Radyoterapi Tedavisinin Yan Etkileri Nelerdir?
Bütün tedavi uygulamalarında olduğu gibi radyoterapi uygulamalarında da birtakım yan etkiler görülebilmektedir. 2 boyutlu olarak uygulanan radyoterapi uygulamalarında, genellikle hastalara yeterli dozda ışının verilebilmesi için geniş bir alan kullanılmaktaydı. Bu durum hastaların sağlıklı dokularında hasarlara yol açabiliyordu ve bu sebeple tedavinin yan etkileri daha fazla ortaya çıkıyordu. Günümüzde kullanılan radyoterapi tedavilerinde yararlanılan cihazlar ise, ışının hastalıklı dokulara doğrudan yönlenmesini ve diğer sağlıklı alanların ışınlardan minimum seviyede etkilenmesini sağlamaktadır.

Teknolojik açıdan yaşanan gelişmeler radyoterapi tedavilerindeki başarı oranlarını artırabildiği gibi aynı zamanda yan etkileri de azaltmaktadır. Daha uzun bir yaşam süresine sahip olabilen kanser hastaları, tedavi tamamlandıktan sonra hayatlarına normal bir şekilde iyileşerek devam edebiliyorlar.

Radyoterapinin yan etkilerinin ortaya çıkabilmesi için fazı faktörler de önemlidir. Bunlar;

  • Radyoterapi uygulanacak olan alanın genişlemesi yan etkileri artırır.
  • Tedavi alanındaki organ sayısı ve hacmi de riskleri artırabilmektedir.
  • Organların radyasyon dirençleri farklıdır. Bu sebeple farklı yan etkiler organlara göre değişiklik gösterebilmektedir.
  • Gündelik alınan radyoterapinin dozu ve uygulama şekli yan etkileri doğrudan etkileyebilecek etkiye sahiptir.
  • Hastaların yaşı ve sağlık durumları da yan etkilere etki edebilmektedir.
  • Radyoterapi cihazlarının tipi ve uygulama şekilleri de yan etkileri doğrudan etkileyebilmektedir.

Radyoterapi tedavisi alan hastaların yakınlarındaki insanlara herhangi bir şekilde zararı olmamaktadır. Bu sebeple, radyoterapi tedavisi aldıktan sonra yakınlarınız ile yakın temas içerisine girebilirsiniz (sarılma, öpme vs…). Radyoterapi tedavilerinin yan etkileri tedavi edilen bölgede yaygın olarak ortaya çıkabilmektedir. Tedavi olunduğu esnada ateş, terleme ve olağan dışı bir durum olduğu zaman doktorunuz ya da hemşireniz acil olarak müdahale yapabilmektedir. Radyoterapinin yan etkilerinin bazıları rahatsızlık verici olabilir. Ancak bu rahatsız edici durumlar ilaç ve diyetler ile kontrol altına kolay bir şekilde alınabilmektedir. Radyoterapi sona erdikten sonra 1 ile 2 hafta sonra tüm yan etkiler ortadan kalkabilmektedir.

Radyoterapinin bilinen en yaygın ve genel belirtileri ise aşağıdaki gibidir;

  • Radyoterapi uygulanan kişilerin kanındaki alyuvarlar etkilenir. Bu durum hastanın kendisini halsiz ve bitkin hissetmesine yol açar.
  • Tedavi yapıldığı süreç içerisinde akyuvarlarda belirgin bir düşüşe karşı kişi savunmasız hale gelir. Ayrıca enfeksiyonlara karşı da hastalar savunmasız hale gelebilir.
  • Nadir olarak trombsitlerin azalması ortaya çıkabilir. Bu durum vücudun farklı yerlerinde kanama, noktacık ve çürüme tarzı belirtiler gösterebilir.
  • Diş çürümeleri yine nadir olarak görülen yan etkiler arasındadır.
  • Radyoterapi uygulandığı bölgede tüy dökülmesine sebep olabilir. Tedavi sonrasında dökülen saçlar tedavi bitiminde tekrar çıkmaya başlar.

Radyoterapi Tedavisi Ne Kadar Sürer?
Radyoterapi tedavileri ortalama olarak haftada 5 gün uygulanır. Toplam uygulama süresi ise 3 ile 7 hafta arasında değişmektedir. Palyatif tip hastalarda bu süre biraz daha kısa sürebilmektedir. Dozların gündelik oranlara ayrıştırılması, normal dokuların ve hücrelerin korunma altında tutulması için önemlidir. Haftalık olarak yapılan tedavilerden sonra verilen aralar, normal hücrelerin kendilerini yenileyebilmesi için önemlidir. Alınacak olan toplam tedavi dozu ve seans sayıları, kanser tipi, tümör yerleşimi ve genel sağlık durumunuza göre değişkenlik gösterebilmektedir.

Radyoterapi Cinsel Hayatı Etkiler mi?
Radyoterapi tedavileri başlatıldığı zaman pek çok hastalar kendilerinin fiziksel çekiciliklerinin düştüğünü düşünür. Ancak profesyonel bir destek alındığı zaman cinsel isteksizlik sorunu çözülebilmektedir. Jinekolojik kanserlerin türüne göre de cinsel hayatın bir süre boyunca durdurulması gerekebilir. Bu durumun kararını doktorunuz verecektir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

#hamileykenben

Hamilelik fotoğraflarınızı İnstagram'da #hamileykenben hashtag’i ile paylaşın, anasayfamızda size ve bebeğinize yer verelim :) Fotoğraflarınız editör onayından sonra sitemizde yer almaktadır.

MAİL ABONELİĞİ
Bu site, sağlık hizmeti vermemektedir, sitedeki bilgiler tıbbi bir öneri yerine geçmez ve sadece bilgi amaçlıdır. Hastalıkların tanı ve tedavileri yalnızca uzman doktorlar tarafından gerçekleştirilebilir.